
Serhat Karaçelik Yazarın Tüm Yazıları
Ankara Üniversitesi'nde Gayrimenkul GeliÅŸtirme ve Yönetimi anabilim dalında yüksek lisansını tamamlayan Serhat Karaçelik, ÅŸimdilerde serbest mimarlık yapmakla birlikte Sanat Köprüleri'nde sosyal medya direktörlüÄŸü görevini üstlenmiÅŸtir. ...

Barınak; ÅŸüphesiz ki insanoÄŸlunun en temel ihtiyacıdır. Dünya genelindeki tüm insanlar tarih öncesinden beri aÄŸaç kovuÄŸu, maÄŸara, yer altı ÅŸehirleri, evler ve saraylar yapmıştır. Hatta göçebe yaÅŸayan bazı toplumlar taşınabilir evler yani çadırlar yapmıştır.
Türk tarihi incelendiÄŸinde ortaya çıkan ÅŸey yaklaşık olarak iki bin beÅŸ yüz yıl öncesine kadar çadırlarda, daha sonrasında ise evlerde yaÅŸanıldığını ortaya çıkarmaktadır. Çadırın ortasında duman salınımı için gerekli bir açıklık vardır ve dairesel planlıdır. Kalabalık ailelerin çadırlar çok bölümlü yapılabilmektedir ve keçi yününden yapılmıştır. Keçi yünü yazın serin kışın sıcak tutması ve haÅŸerat kovucu olması hasebiyle tercih edilmiÅŸtir.
Tarih içinde iki odalı, avlusuz evler yerini iki odalı, avlulu, sofalı ve çok odalı evlere evrilerek geliÅŸimini sürdürmüÅŸtür. Dini inanç, örf ve adetlerin de etkisiyle evler mahremiyetçi inÅŸa edilmeye baÅŸlanmıştır. Geleneksel Türk evi hayat denilen giriÅŸ bölümünden oluÅŸur. Üst katlara merdivenlerle çıkılır ve merdiven aralarına sofa denilmektedir. Hayat evin rutin iÅŸlerinin görüldüÄŸü, erzaklık olarak kullanıldığı birimdir. Katlar arasında güneyde yer alan kışlık oda basık tavanlıdır kolay ısınsın diye. Kuzeyde yer alan yazlık oda yüksek tavanlıdır serin olsun diye. Evin en büyük odası selamlıktır veya diÄŸer adıyla baÅŸ oda. Süslemesi gayet yoÄŸundur erkekler burada ağırlanır. Kadınlar ise haremlik denen odada ağırlanır ki bu iki odayı birbirine dönme dolap baÄŸlar. Evin kızı servisi yapar erkeÄŸi alır servis eder kimse de birbirini görmez. Mahremiyet ise buradan baÅŸlar ev içinde. Eskiden ÅŸimdiki gibi bireysellik olmadığı için herkesin aynı ev içinde yaÅŸadığı görülür. Mutfağı tel dolaplı evimizin her yeri adeta curcunadır.
Evlerimiz dıştan ne kadar cumbalı ise o kadar zengin aile oturur denilebilir. Bir de havuz varsa hem serinlik hem sakinlik versin diyedir hem de suya cabuk ulaşılsın diyedir. Havuz da statü göstergesidir ayrıca.
Cumbaları Ankara’da ise bindirmelik, Safranbolu’da ise eliböÄŸründe İstanbul’da ise taÅŸ konsollara destekletmiÅŸtir ecdat. Beyaza da boyatmıştır ve pencerelerinin önünü panjurun atası olan ahÅŸap kapaklarla kapatmıştır. Evde yoksa veya matemdeyse açmamıştır. Gelinlik çaÄŸda kız varsa yarım açmıştır. Yanı orada bile bir mesaj vermiÅŸtir konusuna komÅŸusuna.
Avlusunun kapısına ise taÅŸ baÄŸlamıştır iple ip az dolanıksa ve serbestse civardayım, iki kez dolanıksa çarşıdayım neredeyse kördüÄŸümse ben yokum aramayın demek istemiÅŸtir. Kapıların tokmakları da kalın sesliyse erkek geldi hanım mahremiyetini takın dercesine tok ses çıkartır. İnce sesliyse evin hanımı anlamıştır namahrem gelmediÄŸini.
DediÄŸimiz gibi sayın okurlarım Türk evi ile ilgili anlatacak birçok ÅŸey var ama ben bu kadar kısa tuttum tamamını DoÄŸan Kuban üstadımızın Türk Hayatlı Evi ve Hüsrev Tayla’nın Safranbolu Evi adlı kitaplarını inceleyerek de bilginizi katlayabilirsiniz.
Not: Bu yazı Sanat Köprüleri facebook sayfasından alıntılanmış ve Sanat Tarihçisi Sn. Enes Aslan tarafından kaleme alınmıştır.